AMD Phenom II X4 rekor kırdı

AMD’nin yeni Phenom işlemcisi 3DMark06 performans testinde dünya rekoru kırdı.

AMD’nin 45 nm’lik en yeni Phenom II işlemcisi, overclock (hız aşırtma) meraklılarının yakından tanıdığı, 3DMark06 performans testinde daha önce Intel Core i7 tabanlı işlemci kullanan bir sistemle elde edilen en yüksek puanı aştı.

“Team Finland” isimli bir hız aşırtma ekibinin elde ettiği skor 35698 3DMarks olarak açıklandı. Sıvı nitrojen sistemiyle soğutulan bir sistemle kırılan rekorda kullanılan AMD Phenom II X4 işlemcinin hızı 6 bin 187MHz’e kadar çıkarıldı.

Rekoru kıran bilgisayarın diğer bileşenleri ise şöyle: AMD 790FX yongaseti kullanan ASUS M4A79T Deluxe anakart, Corsair XMS3-2133 DDR3 2GB bellek, iki adet ATI Radeon 4870 X2 grafik işlemci, Thermaltake Toughpower 1200W, Tagan BZ 1300W güç ünitesi. Grafik kartları için standart bir soğutma sistemi kullanan ekip, işlemci ve kasanın soğutulması için sıvı nitrojen kullanan Dragon F1 Extreme Edition LN2 soğutma sistemi kullandı.

AMD’nin hız aşırtma için ne denli bir potansiyele sahip olduğunu göstermek için böyle bir girişimde bulunduklarını belirten Team Finland ekibi, işlemcinin daha yüksek saat frekanslarına izin verebildiği için rekorlarının güncellenebileceğini belirtti.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com

Ferrari’den geleceğimiz için önemli bir adım

Sıcak otomobilleriyle tanınan Ferrari, geleceğimiz için küçük ama önemli bir projeye imza attı.

Sıcak spor arabalarıyla dünyada haklı bir üne sahip olan ve sayılı bir kesimin edinebildiği son model araçları üreten Ferrari, şu sıralar çevre dostu alternatif enerji kaynaklarıyla yakından ilgileniyor.

Bu anlamda son haftalarda oldukça radikal bir ilerleme kaydeden şirket, İtalya’da bulunan kendisine ait bir motor üretim fabrikasını güneş enerji panelleriyle donattı. 1.075 adet Güneş enerji panelinin fabrikaya entegre edilmesiyle birlikte yılda 213.985 kilowatt saat enerji tasarrufu yapılması planlanıyor.

Çevre dostu olma konusunda güneş panelleriyle de sınırlı kalmak istemeyen Ferrari, aynı fabrikanın etrafına 200 adet ağaç dikerek, 6 ay içinde 165.000 metrekare alanı yeşillendirmeyi amaçlıyor.

Aslında Ferrari, çevre konusunda ilk defa bu tip adımlar atmıyor; zira 2001 yılında ISO 14001 sertifikası almaya hak kazanan şirket, çevreye olan bu duyarlılığından dolayı bu sertifikaya layık görülmüştü.

Tarihe geçen 10 hacker saldırısı

1983

Adını her dönem güvenlik uzmanlarına hatırlatacak Kevin Poulsen adlı korsanın sıralamaya girecek boyuttaki ilk icraatı daha öğrenciyken ABD’nin bütün güvenlik ve savunma ağının bağlı olduğu (ve internetin doğumunda model olarak rol oynayan) bilgisayar ağına sızar. Bir güvenlik açığını keşfederek başardığı bu sızma sonunda geçici de olsa ülkenin bütün savunma sisteminin kontrolünü elinde tutmayı başarır.

1988

23 yaşındaki üniversite öğrencisi Robert Morris’i tanımıyor olsanız da hâlâ hemen her gün onun attığı tohumun zehriyle karşılaşıyor hatta belki mağduru oluyorsunuz. Morris, internetin ilk solucan (worm) virüsünün yazarı. 99 satırlık bir deneme projesi olarak ‘ortaya saldığı’ solucan virüsü bilgisayardan bilgisayara bulaşma özelliğiyle o dönemde bile büyük sorun yaratmış ve iki yıl hapse mahkûm olmuştu.

1990

27 yaşındaki Amerikalı bilgisayar tutkunu Kevin Mitnick, bilgisayar sistemlerine sızma denemelerinde çıtayı iyice yükselterek başta Nokia, Fujitsu, Motorola ve Sun Microsystems firmaları olmak üzere önüne gelen her yere girmeye ve bilgileri kopyalamaya başlar. Uzun süreli bir takip sonucu Mitnick’i yakalamayı gurur meselesi yapan FBI için çalışan rakip meslektaşı tarafından yakalandığında birçok kişi rahat bir nefes alır. Beş yıl hapis yatan Mitnick hiçbir elektronik cihaza yaklaşmama ve kullanmama şartıyla serbest bırakılır. Şu an pek çok eski hacker gibi bir siber güvenlik danışmanı…

1990

Adını yeniden anacağımız Kevin Poulsen’in bu seferki hedefi lüks bir spor arabaydı. Los Angeles’taki bir radyo istasyonu kendilerini arayacak 102. dinleyici için son model bir Porsche vereceğini duyurunca Poulsen telefon sistemini eline geçirerek kendisi dışındakilerin telefonu kullanmasını engelledi. Aracı kazandı ancak iki yıl hapis cezasından kurtulamadı.

1993

Kendilerine Masters of Deception adını veren bir hacker grubu hedef olarak Amerikan iletişim sistemini belirler. Üstelik bunda hayli başarılı da olur. Ülkenin en gizli ve karanlık kurumu NSA da dahil olmak üzere bankalar, telekom şirketleri gibi önlerine gelen bütün sistemlere girerler. Yaptıklarıysa daha çok uluslararası aramaları bedavaya getirmektir.

1995

Rus hacker Vladimir Levin, siber tarih yapraklarında banka soyan ilk insan oldu. Citibank’ın Amerika’daki ağına Rusya’daki evinden girmeyi başaran Levin, bankanın hesabından 10 milyon doları buhar etti. Sefahat içindeki yaşamı Londra’da İnterpol tarafından yakalanmasıyla son buldu. Yapılan araştırmada paraları Amerika, Finlandiya, Hollanda ve İsrail’deki hesaplarına aktardığı ortaya çıktı.

1996

NASA ve ABD donanması için bileşenler üreten Omega Engineering adlı firmanın sistemine altı satırlık bir kod ekleyen Timothy Lloyd kurumsal ölçekteki en büyük hasarı verdi. Zamana ayarlı bir mantık bombası içeren yazılım çalıştığı anda kurumun bütün üretim verilerini silmeye başladı. Zarar 10 milyon dolar olarak belirlendi.

1999

O yıllarda 30 yaşında olan David Smith, Las Vegas’ta strip dansı yapan sevgilisi Melissa’nın adını verdiği virüsüyle dünyanın her yerinde adından söz ettirdi. Dünya çapında 300 firmanın bilgilerinin tamamen silinmesine yol açan bu virüs toplamda 400 milyon dolarlık hasara yol açtı. Yakalanan Smith beş yıl hapse mahkûm oldu.

2000

Yaşı küçük olduğu için gerçek ismi açıklanmayan ancak internette MafiaBoy adıyla ‘çalışan’ hacker, aralarında Yahoo, eBay ve Amazon gibi dev sitelerin de bulunduğu 52 ağ üstündeki 75 sunucuya sızarak terör estirdi. 2000 yılında yakayı ele verip tutuklanıncaya kadar da faaliyetlerine devam etti.

2002

Sanal Alem sayfasında da yer verdiğimiz İngiliz Gary McKinnon, evinde geçirdiği uykusuz saatleri bilgisayar sistemlerine sızarak değerlendirmeye karar veren başka bir hacker. ABD savunma ağına girerek 90’ın üstünde sisteme girmeyi başaran McKinnon anavatanında yakalanarak hapse konuldu ve yargılanmasına devam ediyor. Ancak ABD onu kendi ülkesinde yargılamak istiyor.

Samsung’dan 4GB’lık bellek modülü

Güney Kore’li elektronik devi bilgisayar dünyasında bir ilki başardı.

4GB kapasiteye ulaşabilen ilk DDR3 rasgele erişilebilir bellek (RAM – Random Access Memory) modülü Samsung tarafından üretildi.

50nm’lik üretim teknolojisiyle üretilen bellek modülü, Samsung’un endüstri rekorunu kırmasını sağladı. 1.35 volt elektrikle çalışan ve 1.6Gbit hıza ulaşan ürün, tek DIMM (Dual Inline Memory Module / Çift Sıralı Bellek Modülü) yuvasında 4GB kapasite sağlayacak.

Günümüzde sunucu, masaüstü ve dizüstü sistemlerde tek DIMM yuvasında maksimum 2GB bellek kullanılabiliyor. Yeni modül, bu kapasiteyi iki katına çıkaracak.

Samsung Semiconductor firmasının pazarlama birimi başkan yardımcısı Kevin Lee, 50nm üretim süreciyle ortaya çıkarılan yeni modül, çift damga paketleme teknolojisi sayesinde, sunucu sistemlerinde bellek kapasitesini 32GB’a kadar çıkarabilir.

MP3 çalardan çıkan çok gizli bilgiler

ABD’ye ait gizli bilgiler bir Yeni Zelandalının eline nasıl geçti? İşte yeni bir kayıp vakası daha.

Yeni Zelandalı Chris Ogle’ın müzik dinlemek için bir MP3 çalara ihtiyacı var. Gidip evinin yakınındaki bir teknoloji mağazasından, ucuz olsun diye kullanılmış bir MP3 çalar aldı. Tek sorun 18 dolara (yaklaşık 29 TL) aldığın MP3 çalar’ın müzik çalmamasıydı. Sorunun ne olduğunu anlamak için cihazı bilgisayarına taktığında ise içerisindeki dokümanlar karşısında şaşkına döndü. Çünkü cihazın içerisinde Afganistan ve Irak’ta görev almış 60 ABD askerinin adres ve cep telefonları da dahil olmak üzere tüm kişisel bilgileri yer alıyordu. Bu da yetmezmiş gibi içerisindeki bir klasörde teçhizat deposu bilgileri ve gizli bir görev talimatı kayıtlıydı.

Ogle, “cihazın içerisindekilere baktıkça, onları okumam gerektiğini daha iyi görebiliyordum” diye konuştu. Ogle ayrıca eğer talep ederlerse cihazı ABD hükümetine (ücretsiz olarak) teslim edebileceğini de söyledi. Bu çok gizli askeri bilgileri içeren cihazın nasıl Yeni Zelandada ortaya çıktığı bilinmiyor ama bu gizli bilgiler içeren bir depolama aygıtının ilk kayboluşu değil. Daha önce, Japonya ve İsveç’te NATO’ya ait, içerisinde çok gizli bilgiler olan bir USB bellek kaybolmuş ve sonradan bulunmuştu.

Kaynak: www.chip.com.tr